Alkollüyken kaza yapan arkadaşının suçunu üstlene 5 yıl hapis
İşlemediği bir suçu işlemiş gibi davranıp ekipleri yanıltanlar yandı…
İki arkadaş piknik alanına gitti. Gençlerden biri alkol alıp direksiyona geçince kaza kaçınılmaz oldu.
Maddi hasarlı kaza sonrası hayatının şokunu yaşayan 1.80 promil alkollü sürücünün imdadına, yanındaki arkadaşı yetişti.
Ekipleri yanılttı
Kaza yerine gelen polislere aracı kendi kullandığını belirten genç, ekipleri yanılttı.
Yapılan araştırmada aracı alkollü gencin kullandığı tespit edilince olanlar oldu.
İlk olarak ‘suç üstlenme’ suçundan cezalandırıldı
Suç üstlenen genç hakkında, ‘suç üstlenme’ ve ‘suçluyu kayırma’ suçlarından ceza davası açıldı.
Sulh Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 270. maddesinde düzenlenen ve 2 yıla kadar hapis cezasını kapsayan ‘suç üstlenme’ suçundan sanığı cezalandırdı.
‘Suçluyu kayırma’ suçundan 5 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasına karar verildi
Kararı Yargıtay 8. Dairesi bozdu. Mahkeme kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi.
Kurul, suç üstlenen gencin, daha ağır cezaya çarptırılması gerektiğine hükmetti. Sanığın, Türk Ceza Kanunu’nun 283.maddesinde düzenlenen ‘suçluyu kayırma’ suçundan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması gerektiğine dikkat çekildi.
Karar
İHA’nın haberine göre; oy çokluğu ile alınan kararda şöyle denildi: “Suç üstlenme TCK’nın 270. maddesi ‘(1) Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Uyuşmazlık konusuyla ilgili ‘suçluyu kayırma’ suçu ise aynı Kanun’un 283. maddesinde; ‘Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’ hükmü yer almaktadır.
Sanığın gerçeğe aykırı olarak kazaya karışan aracı kendisinin kullandığını beyan etmekten ibaret eyleminin, 1,80 promil alkollü şekilde araç kullanan inceleme dışı sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan araştırma, soruşturma ya da kovuşturma yapılmasını engellemek suretiyle ‘suçluyu kayırma’ suçunu da oluşturduğu görülmektedir.
Her iki suç tipi arasında özel norm-genel norm türünde bir görünüşte içtima ilişkisi de söz konusu olmadığından bu durumda TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen “fikri içtima” kuralı uyarınca işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanığın TCK’nın 270. maddesinde düzenlenen “suç üstlenme” suçuna göre daha ağır cezayı gerektiren “suçluyu kayırma” suçundan TCK’nın 283/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekmektedir.”