Testleri geçen SİDA’nın seri üretimine geçildi

Türk savunma sanayisinde yıllar önce atılan adımlar son yıllarda meyvelerini veriyor.

Havada dünyayı etkileyen SİHA ve İHA’lardan sonra hedef denizlerde…

DHA’Nın haberine göre bu kapsamda Türkiye savunma sanayisinin önemli firmalarından Ankara merkezli Meteksan ve Antalya merkezli Ares Tersanesi’nin, Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracı (SİDA) olan ULAQ projesini başarıyla tamamlamasının ardından, daha gelişmiş versiyonunun üretimine, Savunma Sanayii Başkanlığı envanteri için başlandı.

Tatbikattan başarı ile geçti

Ares Tersanesi İnsansız Sistemler Proje Yöneticisi Onur Yıldırım, ULAQ projesinin Türkiye savunma sanayisinin öncü firmalarından biri olan Meteksan Savunma ve Ares Tersanesi’nin kendi öz sermayeleriyle yaptığı bir proje olduğunu söyledi.

Projenin 2018’in ikinci yarısından itibaren Ar- Ge ve tasarım çalışmalarıyla başladığını, 2020 yılında deniz ve saha test tecrübeleri aşamasına geçildiğini belirten Yıldırım, “2021 yılı Deniz Kurdu Tatbikatı’nda gemilerin arasında 5 kilometre uzaklıkta bir hedefe salvo şeklinde iki Cirit füzesi atarak, hedefi tam 12’den vurdu ve rüştünü ispatladı” dedi.

Hem uzaktan hem otonom kontrol ediliyor

Sonrasında bot üzerindeki L-Umtas/Cirit konfigürasyonuna sahip silah sisteminin sökülüp, yerine Koralp 12.7 mm stabilize silah sisteminin platforma entegre edildiğini anlatan Yıldırım, ocak ayında fiili atış testleriyle yapılan saha tecrübelerinin başarıyla tamamlandığını açıkladı.

Yıldırım, “Bu noktada botumuzun özelliklerine bakacak olursak, prototip olarak ürettiğimiz botumuz 11 metre boyunda ve 35 knot deniz mili hızına sahip. Toplam 400 kilometre üzerinde seyir siası ve 200 kilometre üzerinde C band üzerinden kontrolü mümkün. Teknemiz sadece uzaktan kontrol edilebilir bir teknenin ötesinde otonom bir araçtır” diye konuştu.

3 ayrı harekat şekline sahip

Botun üç ayrı harekat şekline sahip olduğunu belirten Yıldırım, bunları şöyle sıraladı:

“Bir, operatörün uzaktan fiili olarak kontrol ettiği (Mobil Sahil Kontrol İstasyonu) bir harekat icra edebilir. İki, uydu üzerinden, yani ufuk hattı dediğimiz hattın ötesinde harekat icra edebilir. Bu demektir ki, uydunun dünya üzerinde kapsadığı her noktada ben tekneyi kontrol edebilirim.

Üçüncüsü de tamamen operatörden bağımsız, kendi algoritması ve kendi yazılımı içerisinde çözümleme yaparak denizde çatışmayı önleme tüzüğü kuralları çerçevesinde otonom şekilde denizde görev ve harekat icra edebilir.

Bunu yaparken silah angajmanı haricindeki tüm sistemler otonom olarak devreye giriyor ve teknenin emniyetli bir şekilde seyir yapmasını sağlıyor.”


Yılda 50 adet üretim yapılabilecek kapasite oluşturuldu

ULAQ’ı bir ailenin ismi olarak anlatan Onur Yıldırım, “Prototip olarak ürettiğimiz bot su üstü harbi ve liman savunma görevlerini icra etmiş bir bot. Bunun devamında ihtiyaç makamlarının talepleri doğrultusunda alternatif bot üretimlerimiz devam ediyor.

Şu anda Savunma Sanayii Başkanlığımızla imzaladığımız, prototip botumuzdan daha üstün özelliklere sahip bir botun inşası başladı. Akabinde şu anda yurt dışında dost ve müttefik ülkelerle, onların ihtiyaçları doğrultusundaki faydalı yükleri entegre ettiğimiz farklı platformlarla çalışmalarımız devam etmektedir. Bazı ülkelerden talepler üzerine yılda 50 adet üretim yapılabilecek kapasite oluşturuldu” dedi.

Daha çok silahla donatılabilecek

Yeni ULAQ’ın üstün özelliklerinden bahseden Onur Yıldırım, “Prototip olarak ürettiğimiz botumuzun tabii ki limitlerinden dolayı entegre edilebilecek faydalı yük miktarı kısıtlı. Biz bu noktada modülerliği ön plana çıkartıyoruz. Örnek veriyorum; L-Umtas güdümlü füze sistemini çıkartıp onun yerine 12.7 mm uzaktan komutalı stabilize silah sistemi entegre edebiliyoruz.

Ancak yeni üretilecek bot ebatsal anlamda mevcut prototipimizden daha büyük. Bu hem denizciliği ve performansını olumlu yönde etkilemekte hem de deplasman artmasından kaynaklı üzerinde entegre edilebilecek faydalı yük miktarı daha fazladır.

Bu da aslında bir platform üzerinde birden fazla farklı özelliklere sahip silah yükü konuşlandırılarak, çok farklı görevleri aynı anda icra edebilecek kapasiteye sahip olması anlamına geliyor” diye konuştu.

Kesintisiz görev imkanı sağlayacak

Son kullanıcının talepleri doğrultusunda konfigüre edilebilecek şekilde bir altyapının mevcut olduğunu dile getiren Onur Yıldırım, şöyle devam etti:

“İnsansız deniz platformları su üstü, hava savunma ve denizaltı savunma harplerinde, asimetrik tehdit unsuru olarak veya elektronik harp olarak uygun faydalı yüklerle donatıldığı takdirde istenilen her türlü görevi icra edebilecek kabiliyete sahip. ULAQ projesinin Mavi Vatan için çok önemli olduğunu düşünüyoruz.

İnsansız hava araçlarının yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda elde ettiği başarılar bizlere ilham kaynağı oldu. Bizler de aynı başarıyı üç tarafı denizlerle çevrili Mavi Vatan sınırlarımızda insansız deniz araçlarıyla elde edebileceğimizi düşünüyoruz.

Özellikle son dönemlerde kıyı güvenliği ve Mavi Vatan’daki tehditleri düşündüğümüz zaman bu tarz insansız platformlar zorlu deniz koşullarının sebebiyet vereceği zafiyetlerin önüne geçecek ve kesintisiz görev yapabilmemize imkan sağlayacaktır.”

Benzer Haberler