Tonga’daki yanardağ patlaması atmosfere yüksek miktarda su buharı püskürttü
ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Aura uydusundaki Mikrodalga Limb Siren cihazının yaptığı tespite göre, Ocak ayında Tonga’daki yanardağında gerçekleşen patlamada, Dünya yüzeyinden 12 ila 53 kilometrede bulunan stratosfere yüksek miktarda su buharı gönderildi.
58 bin olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar su içeriyor
NASA’dan yapılan açıklamada, söz konusu su buharı kütlesinin 58 bin olimpik yüzme havuzunu dolduracak yeterlilikte su içerdiği belirtilerek, miktarın fazla olmasının ana nedeninin, patlamanın okyanus yüzeyinin 150 metre derinliğinde gerçekleşmiş olmasından kaynaklandığı kaydedildi.
“Daha önce böyle birşey görmemiştik”
AA’nın haberine göre, NASA’nın Güney California’daki Jet Propulsion Laboratuvarı’nda atmosfer bilimcisi olan ve Tonga yanardağının stratosfere gönderdiği su buharı miktarının incelendiği araştırmaya öncülük eden Luis Millan, “Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik.” ifadesini kullandı.
Açıklamada, ilgili buharın stratosferde halihazırda bulunan suyun yüzde 10’una eşit ve bunun ısıyı tutmasından dolayı dünyanın yüzeyini geçici olarak ısıtmasının muhtemel olduğuna dikkat çekildi.
İklim krizine etkisi olmayacak
Araştırmacılar, fazla su buharının stratosferde birkaç yıl kalabileceğini ancak ısınma etkisinin küçük olacağını ve mevcut iklim krizi koşullarını daha da kötüleştirmesinin beklenmediğini bildirdi.
NASA’nın 2004’te fırlatılan Aura uydusundaki Mikrodalga Limb Siren cihazı, Dünya’nın etrafındaki su buharı, ozon ve diğer atmosferik gazları ölçüyor.
Tonga’daki volkanik patlama
Pasifik Okyanusu’nda yaklaşık 170 adadan oluşan Tonga’nın başkenti Nuku’alofa’nın 65 kilometre kuzeyindeki Hunga Ha’apai Adası’nda bulunan yanardağ, 15 Ocak’ta aktif hale gelerek kül, buhar ve gaz püskürtmeye başlamıştı.
Patlamanın ardından Tonga, Yeni Zelanda, ABD, Kanada, Şili ve Japonya için “tsunami” uyarısı verilmiş, tsunami Tonga’daki hemen hemen tüm adaları vurmuştu.
Yetkililer, yanardağdaki patlamaların geçen yıl 20 Aralık’taki faaliyetlerinden 7 kat daha şiddetli olduğunu belirtmişti.